Prof. Dr. Engin Koyuncu, 29 Ekim ‘Dünya İnme Günü’ nedeniyle açıklamalarda bulundu.
İnmenin önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Koyuncu, “İnmedeki en önemli risk faktörleri tütün kullanımı ve yüksek tansiyon yani hipertansiyondur. Dolayısıyla tütün kullanımının azaltılması ve hipertansiyonla mücadele inme riskini azaltacak en önemli önlemler arasındadır. Bunun yanında sağlıklı bir yaşam tarzı, sağlıklı bir beslenme, kan şekeri yüksekliğiniz varsa diyabetin tedavisi, kan şekerinin regüle edilmesi, fiziksel olarak aktif kalma ve düzenli uyku gibi önlemlerle, yaşam tarzı modifikasyonlarıyla inme sıklığının önemli bir kısmının azaltılabileceğini vatandaşlarımızın bilmesinde fayda var diye düşünüyorum. İnmede erken tanı ve tedavinin özellikle damar tıkanıklığına bağlı inmede hem sağ kalımı artırdığını biliyoruz hem de engelliliğin derecesinin azaltıldığını biliyoruz. Bunun için belirtileri olan hastaların veya hasta yakınlarının bu durumlarda hemen 112’yi aramaları ve hastaların mümkünse inme ünitesi veya inme servisi olan hastanelere hızlıca nakledilmeleri gerekmekte. Çünkü biliniyor ki ilk 4-5 saatte yapılan müdahaleler inmede sağ kalımı artırıyor ve daha az bağımlı hale gelmelerini sağlıyor. Bu anlamda erken tanı ve erken müdahale inmede çok önemli” dedi.
Prof. Dr. Koyuncu, inme hastalığının tedavisinin bir rehabilitasyon ve ekip işi olduğunu kaydederek, “Rehabilitasyon ekibiyle birlikte çeşitli teknolojilerden ve güncel teknolojilerden faydalanabiliyoruz. Ülkemizde de bu teknolojik imkanlara ulaşma şansımız yüksek. Bu anlamda biz de hastanemizde de bu robotik rehabilitasyon sistemlerini kullanıyoruz. Robotik rehabilitasyon sistemi kişinin vücut ağırlığını kısmen destekleyen bir yürüme bandı ve sanal gerçeklikten oluşan bir cihaz sistemi. Bu sistemle birlikte kişiye hem yürüme eğitimini verip hem denge koordinasyonunu sağlayıp hem de bilgisayar fonksiyonlarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu ve buna benzer nitelikte olan cihazların yardımıyla da biz inmeli hastalarımızın hem rehabilitasyon tedavisine uyumlarını artırmaya hem de tedavide daha başarılı olmaya çalışıyoruz. Sistemler farklı olabilir; kimi cihaz kişinin vücut ağırlığını daha fazla destekler, kimi kısmen destekler. Dolayısıyla hastaya göre bu rehabilitasyon teknolojilerini hem yürüme amacıyla hem de el ve kol rehabilitasyonu amacıyla kullanabiliyoruz” ifadelerini kullandı.